Namaz sonrası selamdan sonra okunacak dua ve tesbihat şu şekildedir.
Sahabeden Abdullah ibn Mesûd, Peygamberimizin şu duayı üç defa okuyan kimsenin günahlarının bağışlanacağını söylediğini bildirmiştir:
Okunuşu: “Esteğfirullâhel-āzîmellezi lâ ilâhe illâhüvel-hayyül-kayyûmü ve etûbü ileyhi.”
Anlamı: “Ulu Allah’tan bağışlanmamı dilerim ki O’ndan başka ilâh yoktur. O, diridir ve kayyumdur. O’na tövbe ederim .” (Hâkim, Dua, I, 511)
Selâmdan sonra bu duayı üç defa okuyan kimse her gün günahlarına tövbe etmiş olur. Bu duadan sonra,
Okunuşu: “Allahümme entes-selâmü ve minkes-selâmü tebârekte yâ ze’l-celâli vel-ikrâm.”
Anlamı: Allah’ım! Sen selâmsın. Selamet de sendendir. Ey celâl ve ikrâm sâhibi! Sen münezzehsin, sen yücesin” duasını okumuştur. (Müslim, Mesâcid, 135; Tirmizî, Salât, 224; Ebû Dâvud,Salât, 360 )
Farzın sonunda bu duadan sonra Peygamberimize salât ve selâm getirilir (Allâhümme salli alâ Muhammed denilir).
Sübhânallâhi vel’hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhu vellâhu ekber, ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil’aliyyil’azîm” (Bu tesbih duası aynı zamanda tesbih namazında da belli sayılarda söylenmektedir.)
Sonra tesbihâtta bulunulur, E’ûzü Besmele çekilir ve Ayete’l-Kürsî (Bakara sûresinin 255. ayeti) okunur. Ayetel Kürsi sayfasından detaylara ulaşılabilir.
Tesbihât
Otuz üç defa Sübhânellah (Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim); Otuz üç defa Elhamdülillâh (her türlü övgü Allah’a mahsustur); Otuz üç defa Allâhü ekber (Allah, en büyüktür)” denir.
Sonra;
Okunuşu: “Lâ ilâhe illâllâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve ‘alâ külli şey’in kadîr.”
Anlamı: “Allah’tan başka ilâh yoktur, sadece O vardır. O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur, her türlü övgü O’na mahsustur, O her şeye gücü yetendir” duası okunur.
Ebu Hüreyre (r.a.), Hz. Peygamberin şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Kim her namazdan sonra otuz üç defa sübhânellah, otuzüç defa elhamdülillah, otuz üç defa da Allahu ekber, der –Bu doksan dokuz eder- ve; “Lâ ilâhe illallâhu vahdehûlâ şerîke leh. Lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve ‘alâ külli şey’in kadîr; (Allah’tan başka ilâh yoktur; birdir, ortağı yoktur. Mülk de O’nundur, hamd de O’nundur. O, her şeye kadirdir) derse; günahları denizin köpüğü kadar da olsa affolunur.” (Müslim, Mesâcid, 146)
Sahabenin fakirleri Hz. Peygambere gelerek;
“Varlık sahipleri yüksek dereceleri ebedî / ölümsüz cenneti alıp gittiler; zira hem bizim gibi namaz kılıyor ve oruç tutuyorlar, hem de fazla malları ile hac ve umre yapıyorlar, cihad edip sadaka veriyorlar” dediler.
Resûlullah; “Size bir şey öğreteyim mi? Onu yaptığınız takdirde sizi geçenlere yetişir ve sizden sonrakileri geride bırakırsınız, sizin yaptığınızın aynısını yapmadıkça sizden faziletli olamazlar” buyurdu.
Onlar da “Evet Ey Allah’ın Resûlü” deyince;
“Her namazın arkasından otuz üç defa sübhânellah; otuzüç defa elhamdülillah; otuz üç defa da Allahu ekber, dersiniz” buyurdu. (Müslim, Mesâcid, 142)
Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“İnsanı koruyan öyle kelimeler vardır ki, her farz namazdan sonra onları söyleyenler yahut onları yapanlar, elleri boş dönmezler: Otuz üç defa sübhânallah, otuz üç defa elhamdülillah, otuz dört defa da Allahu ekber.” (Müslim, Mesâcid, 144)