Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem– Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“– Ben bir söz bilirim ki, büyük bir üzüntüye, sıkıntıya düşmüş bir kul söylerse, Allah Teâlâ ona muhakkak bir çıkış yolu açar. Bu, kardeşim Yûnus’un sözüdür: Karanlık içinde kaldığı vakit:
Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü minezzâlimîn
«Senden başka ilâh yoktur. Seni tenzih ederim, muhakkak ki ben zâlimlerden oldum.» (Enbiya, 87) demişti.
* * *
Kederli ve Sıkıntılı Anlarda Okunan Duâ
Hz. İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:
“Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) üzüntü sırasında şu duayı okurdu:
Lâ ilâhe illâllâhül-‘azîmül-halîm. Lâ ilâhe illâllâhü Rabbül-‘arşil-‘azîm. Lâ ilâhe illâllâhü Rabbü’s-semâvâti ve Rabbül-ardi ve Rabbül-‘arşil-kerîm
“Halim ve azim olan Allah’tan başka ilah yoktur. Büyük Arş’ın Rabbi olan Allah’tan başka ilah yoktur. Kıymetli Arş’ın Rabbi, arzın Rabbi, Semâvât’ın Rabbi olan Allah’tan başka ilah yoktur.” (Buhâri, Daavât 27; Müslim, Zikr 83; Tirmizi, Daavât 40)
* * *
Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem– gam ve sıkıntı basınca şöyle derdi:
حَسْبِيَ الرَّبُّ مِنَ الْعِبَادِ حَسْبِىَ الْخَالِقُ مِنَ الْمَخْلُوقِينَ حَسْبِىَ الرَّزَّاقُ مِنَ الْمَرْزُوقِينَ حَسْبِيَ الَّذِى هُوَ حَسْبِى حَسْبِىَ اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ حَسْبِيَ اللّٰهُ لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ
Hasbiyer-rabbü minel-ibâdi, hasbiyel-hâliku minel-mahlûkîne, hasbiyer-râzzeku minel-merzükîne, hasbiyellezî hüve hasbi, hasbiyallahu ve ni’mel-vekîlu, hasbiyallahu lâ ilâhe illâ hüve aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbül-arşil azîm
“Kullara karşı Allah bana yeter, mahlûklara karşı Hâlik bana yeter, rızk yiyenlere karşı rızık veren bana yeter. Bana O yeter ki O bana kâfî gelir. Bana Allah yeter, O ne güzel bir vekildir. Bana Allah yeter, O’ndan başka ilâh yoktur. O’na tevekkül ettim. O yüce Arşın sâhibidir.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, no: 6580) (Mahmud Sami Ramazanoğlu, Dualar ve Zikirler)