Uykuda görülen şeyler anlamına gelen rüya; bir gerçeğe işaret edebileceği gibi, gerçek dışı veya uyanık iken zihni meşgul eden karışık şeylere de işaret edebilir. Bu itibarla rüyalar; rüya-yı sadıka (gerçek rüya) ve rüya-yı kâzibe (yalancı rüya) olarak ikiye ayrılır. Sadık rüyalar, Allah’tan veya melekten; yalancı rüyalar ise, şeytandan veya nefistendir.
Peygamberlere vahyin geliş yollarından biri de rüya-yı sadıkadır. Peygamberlerin gördüğü tüm rüyalar doğru ve gerçek olduğu gibi, salih insanların gördüğü rüyalar da bazen doğru ve gerçek olabilir. Ancak peygamberlerin dışındaki insanların gördükleri rüyaların doğruluğunu ölçmek ve tespit etmek mümkün olmadığından, görülen bu rüyalar, dinî bir hüküm ifade etmez, dinî bir meseleyi hükme bağlamaz ve bunlarla amel edilmez.
Ayrıca kişi, uyku ve baygınlık hâli gibi durumlarda mükellef kılınmamıştır. Bu bakımdan rüyada alınan emir, yasak, müjde veya ikazlar insanlar için bağlayıcı bir delil ve objektif bir değer ifade etmezler. Ancak, görülen rüyalar İslam’ın genel prensiplerine aykırı olmadıkları, haramı helâl, helâli haram kılmadıkları ve herhangi bir hak ihlâline yol açmadıkları sürece, gören kişiler açısından özel bir anlam ve mesaj ifade edebilir. Bu durumda olan kişiler dilerlerse, gördükleri rüyalardan kendileri bazı dersler çıkarabilirler. Fakat amel etme zorunlulukları yoktur. Diğer yandan görülen rüyaların yorumu; kişinin içinde bulunduğu sosyal ve psikolojik duruma göre değişiklik arz edebilir.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da sevgili Peygamberimiz ümmetine rehberlik etmiş, bu ve benzeri durumlarda dua ederek Allah’tan nasıl yardım isteneceği ve ne şekilde hareket edileceğini bizlere öğretmiştir:
* Sahabeden Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.) diyor ki; Peygamber (s.a.s.)’i şöyle buyururken işittim:
“Sizden biriniz hoşuna gidecek sevdiği bir rüya görünce; -bilsin ki güzel rüya yüce Allah’tandır- bu durumda, ‘Elhamdülillah (her türlü övgü Allah’a mahsustur) diyerek Allaha hamdetsin ve rüyasını sevdiği (salih) insanlara anlatsın. Hoşlanmadığı bir rüya görünce de -bilsin ki o şeytandandır- sol tarafına üç defa üflesin, kötü rüyanın ve Şeytanın şerrinden;
E’ûzü billahi mine’ş-şeytâni’r-racîm
“Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım, diyerek Allah’a sığınsın ve onu hiç kimseye anlatmasın. O zaman o rüya kendisine zarar vermez. (Buhârî, Ta’bîr, 3, 46; Müslim, Rü’yâ, 3; Tirmizî, De’avât, 52; İbni Mâce, Rü’yâ, 3)
* İmam Mâlik (r.a.)’ten rivayete göre; Hâlid İbnu’l- Velîd (r.a.), Hz. Peygamber (s.a.s.)’e gelerek; “Ben uykuda iken korkutuluyorum, ne yapmamı tavsiye buyurursunuz?” diye sormuş, Peygamberimiz (s.a.s.) de ona şu duayı okuyup Allah’a sığınmasını tavsiye etmiştir:
Okunuşu: “Euzü bi-kelimâti’l-lâhi’t-tâmmeti min ğadabihî ve ‘ıkâbihî ve şerri ‘ıbâdihî ve min hemezâti’ş- şeyâtîni ve en yehdurûn.”
Anlamı: Allah’ın eksiksiz, tam olan kelimeleri ile O’nun gadabından, ikabından, kullarının şerrinden, şeytanların vesveselerinden ve (beni kötülüğe atan) beraberliklerinden (yanımda hazır bulunmalarından) Allah’a sığınırım!” (Malik, Şi’r, 4; Taberanî, el-Mucemü’l-Evsat, No:931)