Yüce Allah’ın şükretmemizi gerektiren sayısız nimetlerinden biri de vücudumuzu sıcak ve soğuktan koruyan, yaratılışımıza uygun olarak toplum içerisinde edep ve iffetimizle dolaşabilmemizi sağlayan, üzerimize giydiğimiz elbiselerimizdir. Bu itibarla elbise, ayakkabı ve benzeri giysileri elde edebilme, alabilme ve giyinebilme imkânına sahip olduğumuzdan dolayı Rabbimize hamdedip şükretmek, giysilerimizin hayırlara vesile olması için dua etmek ve o giysiler içerisinde Allah’ın razı olduğu bir hayatı yaşamaya gayret etmek, bu nimetlerin şükrünü edâ etmektir.
Sevgili peygamberimiz, hem kendileri yeni bir şey giydikleri zaman Allah’a hamdedip, dua ederek nimetin şükrünü edâ etmişler, hem de ümmetine örnek olmuşlardır.
* Sahabeden Muâz b. Enes (r.a.) diyor ki; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Kim bir elbise giyer de;
Okunuşu: ‘Elhamdülillâhillezî kesânî hâzâ ve razekanîhi min ğayri havlin minnî ve lâ kuvvetin.”
Anlamı: “Hamdü senalar olsun Yüce Allah’a ki, bunu bana giydirdi ve hiçbir güç ve kuvvetim olmamasına rağmen bunu bana rızık olarak nasip etti, derse geçmiş günahları mağfiret olunur”(Darimî, İsti’zan, 55)
* Sahabeden Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.) diyor ki; Resûlullah (s.a.s.) yeni bir elbise/ayakkabı/çorap, gömlek vs. giydiği zaman; giydiği şeyin adını anarak şöyle dua ederdi:
Okunuşu: “Allâhümme leke’l-hamdü, ente kesevtenîhi, es’elüke min hayrihî ve hayri mâ suni’a lehû ve e’ûzü bike min şerrihî ve şerri mâ suni’a lehû”
Anlamı: “Allah’ım! Hamd sanadır, bunu bana sen giydirdin. Senden bunun (giydiğim bu elbisenin/ayakkabının vs.) hayrını ve bu ne için yapıldı ise onun da hayrını dilerim. Ve bunun şerrinden ve ne için yapıldı ise onun da şerrinden sana sığınırım. (Ebû Dâvud, Libas 1; Tirmizî, Libâs, 29)