Herhangi bir meşru isteği ve ihtiyacı olan kimse gerekli teşebbüslerde bulunup üzerine düşeni yerine getirdikten sonra Yüce Yaratıcıya sığınarak bu isteklerinin yerine gelmesi için dua ve niyazda bulunabilir.
Okunuşu: “Lâ ilahe illallâhu’l-halîmu’l-kerîm. Sübhânallâhi rabbi’l-‘arşi’l-azîm. Elhamdülillâhi rabbi’l- ‘âlemîn.
Es’elüke mûcibâti rahmetike ve ‘azâime mağfiratike Ve’l-ğanîmetü min külli birrin ve’s-selâmete min külli ismin lâ teda’ lî zenben illâ ğafertehû ve lâ hemmen illâ ferrectehü ve lâ hâceten hiye leke ridan illâ kadeytehâ yâ erhame’r-râhimîn.”
Anlamı: “‘Halim, kerîm olan Allah’tan başka ilâh yoktur. Ulu Arş’ın Rabbi, noksan sıfatlardan münezzehtir. Hamd âlemlerin Rabbine âittir.
Rahmetine vesile olacak amelleri, mağfiretini celbedecek esbabı (hakkımda yaratmanı) taleb ediyor, her çeşit iyilikten zenginlik, her çeşit günahtan selâmet diliyorum.
Rabbim! Affetmediğin hiçbir günahımı, kaldırmadığın hiçbir sıkıntımı bırakma! Hangi amelden razı isen onu ver, ey Rahim olan, bana en ziyade rahmet gösteren Rabbim!” (Tirmızî, Salât: 343; İbn Mâcc, İkamet, 189)
Peygamberimiz (s.a.s.), Allah’tan bir istekte bulunacak kişinin duayı yaptıktan sonra ihtiyacını istemesini tavsiye etmiştir:
Okunuşu: “Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerike lehü’l-‘aliyyü’l-azîm. Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerike lehü’l-hakîmü’l-kerîm.”
Anlamı: “Allah’tan başka ilâh yoktur, sadece O vardır. O’nun ortağı yoktur. O, yücedir, uludur. Allah’tan başka ilâh yoktur, sadece O vardır. O’nun ortağı yoktur. O, her işi hikmetli olan, çok ikram edendir” (İbn Ebî Şeybe, Dua, 25, No:29310)