Estağfurullah, “Yüce Allah’tan kusur ve hatalarımın bağışlanmasını dilerim” anlamında pek değerli bir kelimedir. Veyahutta Cenab-ı Hak’tan af ve mağfiret diliyorum anlamında bir dua sözüdür.
Türk Dil Kurumu tarafından “Estağfurullah” olarak kayda geçirilen bu kıymetli söz, Arapça “ğafera” kökünden gelmektedir. Arapça olarak “Estağfirullah” şeklinde yazılıp okunmakta ve halk arasında bu şekilde bilinmektedir. Türk Dil Kurumu ise bu hususta her iki kelimeye de aşağıdaki anlamları yüklemiştir.
* Estağfirullah : Şanlıurfa ili, Akziyaret bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
* Estağfurullah (Arapça; esta¦firullah) : İncelik ve alçak gönüllülük göstermek üzere teşekkür edilen veya övülen bir kimsenin söylediği bir söz.
Halk arasında övgü veya teşekkür karşısında alçak gönüllük ve nezaket ifadesi olarak Estağfurullah söylendiğini müşahede ediyoruz. Yine bu sözün “mahcup ediyorsunuz, birşey değil, önemli değil” anlamlarında da kullanıldığını görüyoruz. Esasında tüm bunların özü “Allah affetsin” şeklinde bir duaya dayanmaktadır. Karşıdaki özür dilediği zaman estağfirullah ile asıl bağışlayan ben değilim, Allah’tır denmiş oluyor.
Estağfurullah ile istiğfar arasında yakın ilişki vardır. Zira, Allah’tan hata ve kusurlarının bağışlanmasını isteme, mağfiret dileme istiğfar duası ile yapılır.
Gerek Kur’an-ı Kerîm’de ve gerekse hadis-i şeriflerde istiğfar teşvik edilmiştir. Kur’an-ı Kerîm’de; “Rabbinizden bağışlanma dileyin. doğrusu o, çok bağışlayandır ” (Nuh, 71/ 10) “(Ey Muhammed) Sabret! Allah’ın verdiği söz şüphesiz gerçektir. Suçunun bağışlanmasını dile; Rabbini akşam, sabah överek tesbih et” (el-Mümin, 40/55) buyurulur. Peygamber efendimiz kendileri istiğfara devam etmiş, ümmetini de teşvik etmiştir (Buhârî, Deavât, 3; Tirmizî, Tefsîru Sûre, 47/1; İbn Mâce, Edeb, 57). Ebu Hureyre (r.a)’den rivayet edildiğine göre Peygamberimiz: “Vallahi ben Allah’a günde yetmiş defadan çok istiğfar ediyorum” buyurmuştur. Başka bazı hadislerde Hz. Peygamberin günde yüz defa istiğfar ettiği belirtilir (bk. Müslim., Zikr, 41; Ebû Dâvud, Vitr, 26; Tirmizî, Sûre, 47/1).
İstiğfar nasıl yapılır?
“Estağfirullah ellezî lâ ilâhe illâ hüvel hayye’l kayyûme ve etûbü ileyh”
“Kendisinden başka ilâh bulunmayan, ebedî hayatla daima diri olan, her şeyin varlığı kendisine bağlı olup kâinatı yöneten Allah’tan beni bağışlamasını diler ve günahlarıma tövbe ederim.”
Bu İstiğfar Duâsı’nın faziletini Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şu şekilde belirtmiştir:
İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Her kim ‘estağfirullâh’ellezî lâ ilâhe illâ hû, el-Hayye’l-Kayyûme ve etûbü ileyh: Kendisinden başka ilâh bulunmayan, ebedî hayatla daima diri olan, her şeyin varlığı kendisine bağlı olup kâinatı yöneten Allah’tan beni bağışlamasını diler ve günahlarıma tövbe ederim’ diye yalvarırsa, savaştan kaçmış bile olsa, günahları bağışlanır.” (Ebû Dâvûd, Vitir 26; Tirmizî, Daavât 118; Hâkim, el-Müstedrek, I, 511. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 57)
TEVBE ve İSTİĞFAR DUASI
“Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullahe’l-azîm el-kerîm ellezî lâ ilâhe illâ hüve’l-hayyü’l-kayyûmü ve etûbü ileyhi tevbete abdin zâlimin li-nefsihî lâ yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ. Ve es-elühü’t-tevbete ve’l-mağfirete ve’l-hidâyete lenâ innehû hüve’t-tevvâbü’r-rahîm”
“Ya rabbi! Bu ana gelinceye kadar benim elimden, dilimden, gözümden, kulağımdan, ayağımdan ve elimden bilerek veya bilmeyerek meydana gelen bütün günah ve hatalarıma tevbe ettim, pişman oldum. Küfür, şirk, isyan, günah ve kusur her ne türlü hâl vaki oldu ise, cümlesine tevbe ettim, pişmanlık duydum. Bir daha yapmamaya azm ü cezm ü kast ettim. Sen bu tevbemi kabul eyle. Nefsime uyup, şeytana tabi olup da aynı günah ve kusurları bir daha tekrar etmeme imkan verme, yâ Rabbi. Bir daha iman ve ikrar ediyorum ki, Peygamberlerin evveli Âdem Aleyhisselâm, ahiri ise Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm, bu ikisi arasında her ne kadar peygamber gelip geçtiyse, Bunların cümlesine inandım, iman ettim, hepsi de haktır ve gerçektir. Bütün peygamberlere, onlara gönderilmiş olan İlâhi kitaplara ve içindeki emirlere şeksiz ve şüphesiz iman ettim, dilimle ikrar, kalbimle tasdik ediyorum ve yine iman ve ikrar ediyorum ki en son kitap Kur’ân-ı Azimüşşân ve en son Peygamber de Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm’dır.”
şeklinde tevbe ve istiğfar yapılır. Tevbe ve istiğfarın sonunda Amentü Duası okunarak tevbe tamamlanmış olur.